Benim adım kim?
Şaziye;
Memnunluk, sevinç, gönül ferahlığı.
Güzel sesle şarkı okuyan, şiir söyleyen kadın.
Özlem;
Özleme.
Bir kimseyi ya da şeyi bir daha görme, ona kavuşma isteği ve duygusu.
Tecrübe yoldaysan, arıyor ya da sorguluyorsan verir ödülünü görmek ya da görmemek işte bütün mesele bu. Yıllar önce Starbucks cafelerde başladı kendime isim takmalarım. Neden yaptığımı bilmiyorum her seferinde başka bir isim yazdırırdım naneli mochama. Bazen rezil olduğumda oluyordu,
“Feride hanım!! Feride Hanımm! Kahveniz!”
“Ah pardon…”
“Çiçek Hanım!”
“Kim???!!!!”
“Hümeyra Hanım”…
Birisini arar gibiydim sanki, sanki o ismi bulsam gidip ona her şeyi bir çırpıda anlatacağım ve her şeyin suçlusu onu yapacağım ardından rahatlayacağım.
Bir gün…
“Şaziye Hanım!”
“Efendim!!!????”
Bu bendim, benim adımdı. Çok tanıdıktı, kilometrelerce uzaktı. Mideme garip bir his yayıldı. Kahvemi alıp uzunca süre oturdum bir masada tüm geç kalmaları susturup. Neden böyle hissediyordum? İçimde bir yere dokunmuştu sanki bu isim. Rahatsız ediciydi ve dinmiyordu şiddeti. Bulmuştum işte aradığım aynada ki suretimdi ve hemen geçecek gibi değildi. İnsanın kendini inkar etmesinin bedeli öyle tek nefeste geçmiyor, tık nefeste kalıyorsunuz. Dakikalar saatleri, saatler günleri kovalarken kurduğum oyunun sonucuna katlanacaktım, ismimi kullanacaktım ve daha da garipleşecekti her şey sonra.
Kendimi ikna etmem çok kolaymış gibi Gora tadında anlar duyacak, cümleler görecektim,
“Bence Özlemsin sen yaaa”
“Valla ben Özlem derim!”
“Abi yakışmıyo sana Şaziye”
“Ne alaka şimdi??!”
“Yok aağbi ben söyleyemem kaç yıl olmuş, cıkcıkckk”
“O zaman başka bir isim bulalım sana!?”
“Ama benim için Şaziye değilsin”
“Nereden çıktı şimdi, noldu?”
(Bu son cümleyi söyleyen insan yavrusu yalnızca bir yıldır ve tesadüfi anlarda hayatımdaydı)
Nüfusumda yazan ismimi kullanmaya hakkım yoktu anlayacağınız. Kendileri kullanmadıkları gibi başkalarına tanıtırken de kullanmıyorlardı ve adeta Seda Sayan oluyorlardı, sen kim köpek karar veresin! 🙂
Neden ikna etmek zorundaydım ki insanları, çabalamadım elbette. Erkek kardeşim kabullendi ama 3 yıldır tanıdığım insanlar kabullenemedi 🙂 . Bununla nasıl başa çıkabilirdim ki? Bu ironiyle, bu sınavla nasıl mücadele edebilirdim?
Onların bu onurlu direniş mücadeleleri esnasında ben içimden gülüyor ve sorguluyordum, insan nedir, insan bir başkasının kendi yaşamı ile ilgili kararını hangi gerekçe ile geri çevirebilir? Cevapları pek hoş değil söyleyeyim…
Yıllardır direnen ve hala bu davranışının okunmadığını zanneden insanlar bir kitap gibi kendilerini açtıklarının farkında değiller. Önsözü şöyle kitapların; seni olduğun gibi kabul edemiyorum, benim istediğim gibi ol. Kendini ifade etmenden hoşlanmıyorum… Belki seni böyle kızdırabilirim?… Neden böylesin??..
Benim ise son sözüm şöyle; sorununuz benimle değil efendiler kendinizle, insan kırmaktan korkuyorum yoksa telenata kunata kunata…
Benim adım Şaziye Özlem, anne ve teyzelerim kimi zaman Gözde der, uzakta ki akrabalarım Özlem.
Sizi üzmek istemem ama ben Şaziye’yi tercih ediyorum.
izninizle…